27 Aralık 2010 Pazartesi

YILBAŞI KARTLARI…

Yeni bir yılın heyecanı ve coşkusunu, minik hediyeler ve hazırladığım yılbaşı kartları ile süslemek istedim.  sevdiklerime, yakınlarıma, iş arkadaşlarıma hazırladığım yılbaşı kartlarını da sizlerle paylaşmak istiyorum.


Kâğıt vs. sitesinden sipariş ettiğim, renkli kartonlar ve desenli kâğıtları kare şeklinde kesitim.  Kartonların üzerine notumu yazıp desenli kâğıtlardan da onlara kapak yaptım. Köşesini delgeç ile deldiğim kartları, euroflora’dan aldığım Noel pikelerine kurdele ile bağladım. Kimisinin üzerine çiçek kondurdum… Kimisinin üzerine uğur böceği…


Bu yapması zevkli yılbaşı kartlarını sevdiklerime dağıtmak için sabırsızlanıyorum şimdi… Belki size de fikir olur…



Güzel fikirlerde buluşmak üzere…

24 Aralık 2010 Cuma

TAKIM ARKADAŞI ARANIYOR =)


Blog sayfamda böyle bir duyuruyu dile getireceğimi hiç düşünmemiştim =) ama her şey olabiliyormuş demek ki =)

Çalışmış olduğum şirkette call center departmanına (bulunduğum departman) tam zamanlı çalışacak takım arkadaşları aranıyor. Dedim ki, Blogumda bu konuyu dile getirsem ve sizlerde kendi bloglarınızda paylaşırsanız eğer belki sevdiğim, ya da sevdiğiniz insanları sevindirebilir, işsizlikten kurtarabilirsiniz =)

Kısaca şirket ve iş tanımını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gıdaser Gıda Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş.

• Esas Holding bünyesinde 2005 yılında kurulmuş, profesyonel kullanıcıya zamanında hizmet götüren dağıtım şirketidir.

• Yüksek kalite standartlarına uygun gıda ve gıda dışı ürünleri tedarik eder.

• Marmara, Ege, Akdeniz ve İç Anadolu Bölgesinde Ev Dışı Tüketim (EDT) noktalarına yaygın satış ve dağıtım yapar.

• Kendi adına tescilli olan BONSERVİS markası ile konusunda uzmanlaşmış, kalite, hijyen ve teknolojik altyapısı sağlam firmalarda üretim yaptırır.



Hatta firma ile ilgili bilgileri http://www.gidaser.com.tr/ adresinden daha detaylı öğrenebilirsiniz. Kalite ve güvencemizin kesinliği arasında siz değerli arkadaşlarımız ile çalışmak isteriz.

İş tanımı ise,

• Ana santral hat karşılamasını gerçekleştirmek,

• Mevcut müşterilerden gelen siparişleri almak (telefon, faks, mail yolu ile)

• Alınan siparişlerinin üretimi için yönlendirmesini sağlamak

• Tüm siparişlerin sistemleştirilmesini gerçekleştirmek

Bu işte bizimle çalışmak isteyen değerli arkadaşlarımızın,

• En az Lise mezunu,

• Çağrı Merkezi ve benzer pozisyonlarda görev almış,

• Çözüm odaklı, inisiyatif kullanabilecek ,

• Takım çalışmasına yatkın, sorumluluk alabilecek,

• İletişim becerileri kuvvetli ve akıcı bir diksiyona sahip

• Öğrenmeye ve kendisini geliştirmeye istekli

• Tercihen İstanbul Avrupa yakasında ikamet eden,

• Deneyim Süresi : 0-2 yıl

• 18-25 yaş arasında tercihen Bayan

• Sabırlı ve kendine güvenmesi gerekiyor.


 


Eğer aranızda kendine güvenen ve sizinle çalışmak istiyorum diyen arkadaşlar varsa , billur.ozkilic@gidaser.com.tr adresine CV gönderebilirler. Eğer siz değilseniz bile çevrenizde iş arayan ve bu iş ile kariyer basamaklarını tırmanmak isteyen arkadaşlarınızın, sevdiklerinizin, kolu komşu, eş dost, akraba herkesin CV sini gönderebilirsiniz =)





İlgi ile okuduğunuz ve bunu herkese duyuracağınız için teşekkür ederim.



21 Aralık 2010 Salı

konuşmam yasak...

Konuşmayı yasakladım kendime ama… Yazmayı yasaklamadım daha =)

İnsanlar öyle doğaüstü varlıklar k,i kimileri için bilimsel açıdan yaratık olarak ta nitelendirebilirim kendilerini… Hiçbir zaman anlaşılmaya müsait olmayan, anlamayan ve saçma sapan tepkiler ile küçük dağları yaratanların kendileri olduklarını düşünen, hâlbuki küçük bir dağ olamayacağını o akıllarında kestiremeyen yegâne ikiyüzlülerden bahsediyorum =)

Onlar için artık dilimi yormuyorum da… 3-5 satır yazayım da söz uçup gitmesin istiyorum. Bu yazıya her döndüğümde, kişiliksizliklerine ne kadar anlam verebileceklerini düşünüp, “aman be sen de kimsin benim hayatım da! ” dediklerini hissederek, direk söze girmek istiyorum.

Zaman insana her şeyi gösterir… Sevgiyi, aşkı, hüznü, neşeyi, eğlenceyi, ihaneti… Bu saydıklarımı sadece sevgiliniz ya da eşiniz ile yaşamazsınız elbette, illa karşı cinste olması gerekmiyor hatta öyle arkadaşlarınız vardır ki hem cinsiniz olmasından dolayı ne yapacağınızı bilemediğiniz… İşte onlarda aynı bunları yapabiliyor size…

Eee… Madem öyle… Bizde ne yapıyormuşuz… Yaşadıklarımız üzerine hakkımızı helal ediyormuşuz. Öyle uzaktan somurtup ta arkadan konuşmuyor muşuz. “Aman canım umurumda değilsin” gibi görünüp de dedikodu yapmıyormuşuz. “Yok, canım hiç içerlemedim valla” deyip de intikam alma çabası içerisinde ben konuşmuyorum kimseyi de konuşturmam demiyormuşuz… Onca yıllık kelamın ardından bir selamı hak etmiyormuşuz. Yani bu ne demek oluyormuş…

Hiç bir şeyi takmıyormuşuz.

Velhâsıl kelam… Nedir çıkardığım sonuç… Hımım… Onu da değerli bir arkadaşımın facebook duvarında düşünce sözü olarak ilettiği bir cümle ile anlatayım…

Beni kızdırmaya çalışmanız o kadar gülünç ki… =) şimdiye dek beni ısırdı diye hiçbir sivrisineğe kin duyduğumu hatırlamıyorum.



Teşekkürler…




cinlerim ve ben =)

Konuşsam ne fayda, sussam bana zarar dediğim başka bir durum ile karşı karşıya kaldığım için içimden diyorum ki… Yazmak en doğru karar… Kafamdakileri atıyorum…

İnsanların tatminkârsızlığı canımı sıkıyor iyice… Bir şeyi yüz milyon kez dillendirmeye ne gerek vardır anlamıyorum işte. Sen konuş sen söyle, sen anlat sen dinle resmen… Şu tabuları yıkılmamış, kendi köhne düşünceleri içerisinde kaybolan insanlar var ya hani… Hani asla senin söylediğini kabul etmeyen, illa onun kafasından geçen tilkiliğin doğruluğuna inanan, adı konamayan varlıklar… Dile getirdiğin her cümlenin yazık olduğunu inandırıyorlar seni. Sen konuşuyorsun ama… Konuşmasaydım diyorsun ardından… o ne anlar ki senin konuştuklarından =)

Zaman akıp gidiyor… Bırakalım da gitsin zaten… Yaş gelsin bir an önce… Ömür geçsin de artık harap olmasın diller =) şaka elbette… Birkaç densiz yüzünden bu genç yaşımda, yaşamın sıcaklığından neden vazgeçeyim ki =) gerçi çok ta tınladığım yok bu şekilde düşünen insanları… Umurumda bile değiller… Ama ailenizden çok onları görüyorsanız eğer bir gün içerisinde, paylaşımı bilmeyen, bencil, sadece kendini düşünen ve kendini göstermek, ben buradayım demek için debelenen varlıklar ile birlikte iseniz bütün gün, bütün hafta, hatta bütün ay, daha da önemlisi bütün bir yıl… Hatta yıllarca bu insanlar ile birlikte olmaya kendinizi mahkûm ettiyseniz eğer…

Bu cümlelerin dökülmesine müsaade vardır işte… Tercihler insanların seçtikleri ile sınırlıdır. Hayal güçleri tercihlerin büyüklüklerini belirler… Her insan yaşamak istediği hayattadır… Aksi takdirde gülmek her insanın kendi kaderinde vardır…

Kaderimi değiştiriyorum… Daha güçlü kahkahalarım ile ortalığı inletmeye hazırlanıyorum.

Tebessümle…

13 Aralık 2010 Pazartesi

bloguma kar düştü...

sevgili güncem sormuş" blogunuza kar yağsın iste rmisiniz?" diye...

bende o bembeyaz görüntüyü çok seven biri olarak... "tabiki de" dedim içimden. ve hemen yağdırdım karları =) arık blogum karlar altında...

sizde istiyorsanız eğer bloğunuzda beyaz mutluluklar düşsün diye... tıklayın güncem nasıl yapıldığını tarif etsin size =)

bol mutluluklu kar taneleri sizlerle olsun.


5 Aralık 2010 Pazar

NİŞAN TEPSİM BİLE HAZIR... BİLMEM ANLATABİLDİM Mİ? =)




Değerli yengecim zamanın birinde çok beğendiği bir çift güvercin almıştı Euroflora’dan… Üzerine acaba nerede kullanılır diye çok düşündüğü, yok canım, “elbet ben bunu kullanacak bir yer bulurum” deyip de aldığı günü çok iyi hatırlıyorum =)

Aman yok oraya, yok buraya derken bir ara dedik ki, gelinlik duvağına konduralım taç niyetine… Bayıldım fikre… Zaten çok açığım böyle enteresan olaylara, içim pır pır ederken en sonunda veda gecesinde yapacağımız eğlencede takacaktım kafama… Tabii anlaşma buydu en son… Ama çoktan değişmiş… Değişmek ile kalmamış… Artık yerine oturtulmuş bu güvercinler… Yuvalarını bulmuşlar anlayacağınız… Çok ta iyi olmuşlar… Dâhiyane yengecim, yakında tatlı bir telaşın içerisinde, evliliğimin ilk adımını atacağım o güzel güne özel tasarlamış kendi nişan tepsisini… Çok güzel süslemiş… Gipürler, taşlar, inciler, tüller, satenler, güvercinler… Daha neler neler… Göz zevkini koymuş ortaya bildiğin… Muhteşem bir şaheser oluşturmuş benim için… En anlamlı hediyesini sundu bana kendisi… Ama bunu öyle kimseye vermek istemiyorum şimdi… Sadece bana özel olsun istiyorum… Sadece benim olsun =) iğnelik mevzuu gibi dallanıp budaklansın istemiyorum =) e bu güzelliği de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Eline, emeğine, yüreğine sağlık yengecim… Düşünmen ve bu kadar sevindirmenden dolayı da koskocaman teşekkürler… Seni çok çok çok, büsbüyük seviyor ve öpüyorum… J

Eee… Başlıkta da ne anlatmak istediğimi anlamışsınızdır umarım…

=) neyseeeee…..  =)    =)    =)

Ben bayıldım… sizin de beğenmeniz dileği ile…

4 Aralık 2010 Cumartesi

huuuu huuuuwww...

ateşin kırmızı...


denizin mavisi...


aşkın pembesi...


gecenin siyahı...


tutkunun pembesi...


yeni çizimlerim ile tekrar geldimmm... ne iyi yaptım ama =) beğenmeniz dileği ile...